Açılış Saatleri
  • Pazartesi :Kapalı
  • Salı :Kapalı
  • Çarşamba :Kapalı
  • Perşembe :Kapalı
  • Cuma :Kapalı
  • Cumartesi :Kapalı
  • Sunday :Kapalı

Hakkımızda

Ankara Üniversitesi, Cumhuriyet’in ilk üniversitesi olmanın verdiği tarihsel vizyon ve misyonunun gereği olarak oluşturduğu bölgesel çalışma merkezleri ile üzerine düşen görevi bir kez daha yerine getirmek için özel bir inisiyatif almıştır. Avrupa, Latin Amerika, Balkanlar, Ortadoğu, Kuzey Amerika, Asya-Pasifik, Afrika ve Avrasya bölgelerine dair Türkiye Cumhuriyeti’nin ihtiyacı olan uzmanların yetiştirilmesi için çalışmalar yapılmaktadır. Kurulduğu günden beri bölgesel çalışmalara büyük önem veren Ankara Üniversitesi, bugün 1935’te kurulmuş olan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi gibi önemli bir eğitim merkezine de ev sahipliği yapmaktadır. İnterdisipliner çalışmaların yapılması ve yabancı dillerin öğretilmesi yoluyla bölge çalışmalarının önünün açılması için kurulan DTCF’nin yanı sıra, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Hukuk Fakültesi, İletişim Fakültesi ve İlahiyat Fakültesi’ni bünyesinde bulunduran Ankara Üniversitesi, büyük bir modernleşme projesinin öncüsü olarak çalışmalarına devam etmektedir. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e süregelen bir modernleşme hareketinin sindirilmesi ve kitlelere yayılması için büyük çabalar sergilemiş olan Ankara Üniversitesi, TÖMER gibi Türkiye’nin en büyük yabancı dil merkezi ile bölgesel çalışmaları desteklemekte ve yürütmektedir.

Sadece Türkiye’de değil, dünyada da görülen bölgesel çalışmalar eğiliminin yakalanması için kurulan merkezlerle, Türkiye’nin dış politikasına ve farklı sektörlerde yakalanması arzulanan başarılara yön verebilecek akademik ve analitik vizyona sahip bir iş gücünün oluşturulması ve özel sektöre ek olarak Dışişleri Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı gibi kurumlara destek sunmak merkezlerin önemli hedefleri arasındadır. Akademinin güçlü olduğu ülkelerde hem kamu yararı hem de özel sektörün gelişimi için uygulanan politikaların hazırlanma ve uygulanma süreçleri de daha sağlıklı bir biçimde işlemektedir. Bu vizyonla kurulan yeni merkezlerden birisi olan Avrasya, Rusya ve Doğu Avrupa Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ile hem üniversiter sistem hem de ülke politikaları için faydalı bilim insanları ve bölge uzmanları yetişecektir.

Dünyamızın çok önemli ve büyük bir parçasını ihtiva eden Avrasya bölgesi genel olarak Avrupa ve Asya kıtalarının birleşimine referans vermekte, özel olarak ise kabaca Doğu Avrupa’dan başlayan ve Çin’e kadar uzanan geniş bir alanı kapsamaktadır. Avrasya, tarih boyunca insanlığa ve çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapması açısından günümüze kadar  çok değerli bir bölge olmuş ve tarihin her döneminde jeopolitik önemi haiz bir coğrafya olarak addedilmiştir. Avrasya coğrafyası, özellikle 20. yüzyılın başlarından itibaren Mahan, Mackinder, Haushofer gibi önde gelen Batılı jeopolitikçiler tarafından “dünyanın merkezi/kalbi (heartland)” olarak nitelendirilmiştir. Bu bağlamda 19. ve 20. yüzyıllarda bölgedeki iki büyük güç olan İngiliz ve Rus imparatorlukları arasında “Büyük Oyun (The Great Game)” olarak adlandırılan nüfuz ve güç mücadelesine sahne olan bölge, Soğuk Savaş yılları boyunca büyük oranda SSCB’nin egemenliği ve kontrolünde kalmıştır.

1991 yılında dağılan SSCB’nin ardından bölgede bağımsız devletler ortaya çıkmıştır. Ekonomik ve siyasi gelenek bakımdan zayıf olan, fakat özellikle zengin yer altı kaynaklarının, nitelikli işgücünün ve tüketim kapasitesinin varlığı nedeniyle büyük bir ekonomik potansiyele sahip ve güç mücadelelerinin merkezinde yer alan söz konusu bölgedeki nüfuz savaşı günümüzde bu kez ABD, Rusya, AB ve Çin gibi büyük güçlerin taraf olduğu “Yeni Büyük Oyun (The New Great Game)” un zeminini oluşturmaktadır. Dolayısıyla, 1991 sonrasındaki yeni dünya düzeninde de bölge jeopolitik önemini kaybetmemiş bilakis daha da arttırmıştır. Bu bağlamda, 1990’lardan itibaren gerek Batıda gerek Türkiye’de Avrasya ismini içeren düşünce kuruluşları oluşturulmaya başlanmıştır (Georgetown Üniversitesi bünyesinde kurulan CERES, Chicago Üniversitesi bünyesinde kurulan CEERES, Stanford Üniversitesi bünyesinde kurulan CREEES gibi).

Uluslararası sistemde ve Türk dış politikasında büyük önem arz eden Avrasya bölgesine dair bir merkez oluşturulması gerekliliğinin açıkca anlaşılması üzerine kurulan AVRUDAM, Türkiye iş ve bilim dünyasına ilişkin çalışmalar ve projeler yaparak, Avrasya ile Türkiye arasındaki yakınlaşmayı ve işbirliğini daha da arttırılabilecektir. Özel sektörün ve kamunun ihtiyaçları doğrultusunda, bölgeye sadece “bakan” değil, baktıklarını “gören”, gördüklerini “analiz edebilen”, Ukrayna iş hukukundan, Rusya gümrük mevzuatına;  Gürcistan medeni hukundan, Türkmenistan doğalgaz rezervlerine kadar gerekli olan tüm bilgiyle donanımlı  uzmanların yetiştirilmesi ve bu eksende sektörlerin ihtiyaçları doğrultusunda danışmanlıkların sunulması Merkez’in öncelikli amaçları arasındadır.

AVRUDAM’ın faaliyetleri ile birlikte, Türkiye’den bölgeye yönelik iş ve bilgi akışı yükselmekle kalmayacak, bölge ülkelerinin de Türkiye’ye ilgisi arttırılabilecektir. Avrasya, Rusya ve Doğu Avrupa Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, Avrasya’nın Türkiye gündemindeki yerinin genişletilmesine ve Türkiye’nin bölge ülkeleri tarafından daha yakından tanınmasına da hizmet edecektir.  Böylece, üniversite çapında, hatta Ankara Üniversitesi dışındaki bölge uzmanlarının yararlanabileceği kurumsal bir platform oluşturularak bu alandaki eksikliğin giderilmesine katkıda bulunulacaktır.

Ankara Üniversitesi AVRUDAM

Hakkımızda

Ankara Üniversitesi, Cumhuriyet’in ilk üniversitesi olmanın verdiği tarihsel vizyon ve misyonunun gereği olarak oluşturduğu bölgesel çalışma merkezleri ile üzerine düşen görevi bir kez daha yerine getirmek için özel bir inisiyatif almıştır. Avrupa, Latin Amerika, Balkanlar, Ortadoğu, Kuzey Amerika, Asya-Pasifik, Afrika ve Avrasya bölgelerine dair Türkiye Cumhuriyeti’nin ihtiyacı olan uzmanların yetiştirilmesi için çalışmalar yapılmaktadır. Kurulduğu günden beri bölgesel çalışmalara büyük önem veren Ankara Üniversitesi, bugün 1935’te kurulmuş olan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi gibi önemli bir eğitim merkezine de ev sahipliği yapmaktadır. İnterdisipliner çalışmaların yapılması ve yabancı dillerin öğretilmesi yoluyla bölge çalışmalarının önünün açılması için kurulan DTCF’nin yanı sıra, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Hukuk Fakültesi, İletişim Fakültesi ve İlahiyat Fakültesi’ni bünyesinde bulunduran Ankara Üniversitesi, büyük bir modernleşme projesinin öncüsü olarak çalışmalarına devam etmektedir. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e süregelen bir modernleşme hareketinin sindirilmesi ve kitlelere yayılması için büyük çabalar sergilemiş olan Ankara Üniversitesi, TÖMER gibi Türkiye’nin en büyük yabancı dil merkezi ile bölgesel çalışmaları desteklemekte ve yürütmektedir.

Sadece Türkiye’de değil, dünyada da görülen bölgesel çalışmalar eğiliminin yakalanması için kurulan merkezlerle, Türkiye’nin dış politikasına ve farklı sektörlerde yakalanması arzulanan başarılara yön verebilecek akademik ve analitik vizyona sahip bir iş gücünün oluşturulması ve özel sektöre ek olarak Dışişleri Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı gibi kurumlara destek sunmak merkezlerin önemli hedefleri arasındadır. Akademinin güçlü olduğu ülkelerde hem kamu yararı hem de özel sektörün gelişimi için uygulanan politikaların hazırlanma ve uygulanma süreçleri de daha sağlıklı bir biçimde işlemektedir. Bu vizyonla kurulan yeni merkezlerden birisi olan Avrasya, Rusya ve Doğu Avrupa Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ile hem üniversiter sistem hem de ülke politikaları için faydalı bilim insanları ve bölge uzmanları yetişecektir.

Dünyamızın çok önemli ve büyük bir parçasını ihtiva eden Avrasya bölgesi genel olarak Avrupa ve Asya kıtalarının birleşimine referans vermekte, özel olarak ise kabaca Doğu Avrupa’dan başlayan ve Çin’e kadar uzanan geniş bir alanı kapsamaktadır. Avrasya, tarih boyunca insanlığa ve çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapması açısından günümüze kadar  çok değerli bir bölge olmuş ve tarihin her döneminde jeopolitik önemi haiz bir coğrafya olarak addedilmiştir. Avrasya coğrafyası, özellikle 20. yüzyılın başlarından itibaren Mahan, Mackinder, Haushofer gibi önde gelen Batılı jeopolitikçiler tarafından “dünyanın merkezi/kalbi (heartland)” olarak nitelendirilmiştir. Bu bağlamda 19. ve 20. yüzyıllarda bölgedeki iki büyük güç olan İngiliz ve Rus imparatorlukları arasında “Büyük Oyun (The Great Game)” olarak adlandırılan nüfuz ve güç mücadelesine sahne olan bölge, Soğuk Savaş yılları boyunca büyük oranda SSCB’nin egemenliği ve kontrolünde kalmıştır.

1991 yılında dağılan SSCB’nin ardından bölgede bağımsız devletler ortaya çıkmıştır. Ekonomik ve siyasi gelenek bakımdan zayıf olan, fakat özellikle zengin yer altı kaynaklarının, nitelikli işgücünün ve tüketim kapasitesinin varlığı nedeniyle büyük bir ekonomik potansiyele sahip ve güç mücadelelerinin merkezinde yer alan söz konusu bölgedeki nüfuz savaşı günümüzde bu kez ABD, Rusya, AB ve Çin gibi büyük güçlerin taraf olduğu “Yeni Büyük Oyun (The New Great Game)” un zeminini oluşturmaktadır. Dolayısıyla, 1991 sonrasındaki yeni dünya düzeninde de bölge jeopolitik önemini kaybetmemiş bilakis daha da arttırmıştır. Bu bağlamda, 1990’lardan itibaren gerek Batıda gerek Türkiye’de Avrasya ismini içeren düşünce kuruluşları oluşturulmaya başlanmıştır (Georgetown Üniversitesi bünyesinde kurulan CERES, Chicago Üniversitesi bünyesinde kurulan CEERES, Stanford Üniversitesi bünyesinde kurulan CREEES gibi).

Uluslararası sistemde ve Türk dış politikasında büyük önem arz eden Avrasya bölgesine dair bir merkez oluşturulması gerekliliğinin açıkca anlaşılması üzerine kurulan AVRUDAM, Türkiye iş ve bilim dünyasına ilişkin çalışmalar ve projeler yaparak, Avrasya ile Türkiye arasındaki yakınlaşmayı ve işbirliğini daha da arttırılabilecektir. Özel sektörün ve kamunun ihtiyaçları doğrultusunda, bölgeye sadece “bakan” değil, baktıklarını “gören”, gördüklerini “analiz edebilen”, Ukrayna iş hukukundan, Rusya gümrük mevzuatına;  Gürcistan medeni hukundan, Türkmenistan doğalgaz rezervlerine kadar gerekli olan tüm bilgiyle donanımlı  uzmanların yetiştirilmesi ve bu eksende sektörlerin ihtiyaçları doğrultusunda danışmanlıkların sunulması Merkez’in öncelikli amaçları arasındadır.

AVRUDAM’ın faaliyetleri ile birlikte, Türkiye’den bölgeye yönelik iş ve bilgi akışı yükselmekle kalmayacak, bölge ülkelerinin de Türkiye’ye ilgisi arttırılabilecektir. Avrasya, Rusya ve Doğu Avrupa Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, Avrasya’nın Türkiye gündemindeki yerinin genişletilmesine ve Türkiye’nin bölge ülkeleri tarafından daha yakından tanınmasına da hizmet edecektir.  Böylece, üniversite çapında, hatta Ankara Üniversitesi dışındaki bölge uzmanlarının yararlanabileceği kurumsal bir platform oluşturularak bu alandaki eksikliğin giderilmesine katkıda bulunulacaktır.

Özellikler
Yorum
Henüz yorum bulunmamaktadır, ilk yorumu yapmak ister misiniz?
İnceleme bırak
Hizmet: Fiyat: Kalite: Diğerleri:

Bir cevap yazın

Benzer İlanlar