Açılış Saatleri
  • Pazartesi :Kapalı
  • Salı :Kapalı
  • Çarşamba :Kapalı
  • Perşembe :Kapalı
  • Cuma :Kapalı
  • Cumartesi :Kapalı
  • Sunday :Kapalı

Vefa’da Şehzade Camiin kuzey yönün¬de ve avlu duvarı önünde yer alan Burmalı Mescid, Mısır kadılarından olan Mevlânâ Emin Nureddin Osman tarafından yaptırıl¬mıştır (1). 1553 yılından daha önce yaptırıl¬mış olan cami zamanla harap olmuş, kad¬ro dışı bırakılmış ve başka amaçlar için kullanılmıştı. 1930’lu yıllarda dört duvar¬dan ibaret bir yıkıntı halindeydi. Sonraları üstüne bir sundurma çatı çekilerek maran¬gozhane yapıldı. Ancak 1955 yılından sonra onarılarak ihya edildi. İstanbul’daki tek burma minareli cami olarak dikkati çeker. Cami, banisinin adına nisbetle aynı zaman¬da Emin Nureddin adıyla da anılır (2).
Bütün olarak tek bir çatı ile örtülü olan Burmalı Mescid, bir sıra kesme taş ve üç sıra tuğla ile yapılmıştır. Sivri kemerleri de tuğladandır.

Bir Nakşi dergahı olan bu yapı, cumhuriyetten önce zikirler ve ebedi, ilmi sohbetler yapılan bir yerdi. 1922 de vakıflara geçerek kapatılmış; daha sonra bir bölümünde Türkistan Gençler Birliği yerleşmiştir. Çok harap bir durumdayken çıkan bir yangın sonucu üst katı bütünüyle harap olmuştu. Mescit 1927 yılında Türkistan Gençler Birliği tarafından konferans salonu haline getirilmişti. (1)
Halen yarı harap şekilde bulunan mescidin bazı bölümlerinde oturanlar vardır. İç kısımda bağımsız ve sonradan yapıldığı belli olan bir bina daha vardır ki o da işgal edilmiş durumdadır.Son cemaat yeri dört mermer sütuna oturan ahşap bir tavana sahiptir. Yan du¬varlar 1.5 metre uzatılmıştır. Sütun başlık¬ları toplamadır, Camiye son cemaat yeri duvarının sağ dibinden girilmektedir. Yan duvarda bir hücre vardır. Bu duvardaki İki pencere arasında dört sıra bademli bir mihrap bulunmaktadır. Yapının munta¬zam iç ölçüleri ve duvar kalınlıkları, daha önce burada bir kubbenin varlığını düşün¬dürmektedir.

Son cemaat yerindeki iki ke¬mer yastığı da burasının en azından beşik tonozla üç bölüme ayrıldığına işaret et¬mektedir. Bunlara rağmen son cemaat ye¬rindeki iki üst pencerenin varlığı ve yerleri biraz şaşırtıcıdır. Bu durum, pencerelerin daha sonra açılmış olabileceğini akla ge¬tirmektedir. Çünkü yükseklikler kubbe veya tonoz gibi bir örtü sistemine elveriş¬sizdir (3).
Giriş kapısı oldukça geometrik ve ba¬sık kemerlidir. Etrafı pembe mermerlerle çevrilmiş ve içi boş kalan kısımda, bir ihti¬malle kitabe bulunmaktaymış (4).
Camiin her duvarında altlı üstlü İkişer pencere vardır. Minarenin girişi içeriden ve sağ duvar köşesindendir. Minber ve al¬çıdan yapılmış mihrab yenidir.
Bani camiin solundaki hazirede gömü¬lüdür. Yedi satırlık kabir taşı yazısına göre H, 961 (M. 1553 – 1554) yılında vefat etmiş¬tir.

Burmalı Mescit Camii

Vefa’da Şehzade Camiin kuzey yönün¬de ve avlu duvarı önünde yer alan Burmalı Mescid, Mısır kadılarından olan Mevlânâ Emin Nureddin Osman tarafından yaptırıl¬mıştır (1). 1553 yılından daha önce yaptırıl¬mış olan cami zamanla harap olmuş, kad¬ro dışı bırakılmış ve başka amaçlar için kullanılmıştı. 1930’lu yıllarda dört duvar¬dan ibaret bir yıkıntı halindeydi. Sonraları üstüne bir sundurma çatı çekilerek maran¬gozhane yapıldı. Ancak 1955 yılından sonra onarılarak ihya edildi. İstanbul’daki tek burma minareli cami olarak dikkati çeker. Cami, banisinin adına nisbetle aynı zaman¬da Emin Nureddin adıyla da anılır (2).
Bütün olarak tek bir çatı ile örtülü olan Burmalı Mescid, bir sıra kesme taş ve üç sıra tuğla ile yapılmıştır. Sivri kemerleri de tuğladandır.

Bir Nakşi dergahı olan bu yapı, cumhuriyetten önce zikirler ve ebedi, ilmi sohbetler yapılan bir yerdi. 1922 de vakıflara geçerek kapatılmış; daha sonra bir bölümünde Türkistan Gençler Birliği yerleşmiştir. Çok harap bir durumdayken çıkan bir yangın sonucu üst katı bütünüyle harap olmuştu. Mescit 1927 yılında Türkistan Gençler Birliği tarafından konferans salonu haline getirilmişti. (1)
Halen yarı harap şekilde bulunan mescidin bazı bölümlerinde oturanlar vardır. İç kısımda bağımsız ve sonradan yapıldığı belli olan bir bina daha vardır ki o da işgal edilmiş durumdadır.Son cemaat yeri dört mermer sütuna oturan ahşap bir tavana sahiptir. Yan du¬varlar 1.5 metre uzatılmıştır. Sütun başlık¬ları toplamadır, Camiye son cemaat yeri duvarının sağ dibinden girilmektedir. Yan duvarda bir hücre vardır. Bu duvardaki İki pencere arasında dört sıra bademli bir mihrap bulunmaktadır. Yapının munta¬zam iç ölçüleri ve duvar kalınlıkları, daha önce burada bir kubbenin varlığını düşün¬dürmektedir.

Son cemaat yerindeki iki ke¬mer yastığı da burasının en azından beşik tonozla üç bölüme ayrıldığına işaret et¬mektedir. Bunlara rağmen son cemaat ye¬rindeki iki üst pencerenin varlığı ve yerleri biraz şaşırtıcıdır. Bu durum, pencerelerin daha sonra açılmış olabileceğini akla ge¬tirmektedir. Çünkü yükseklikler kubbe veya tonoz gibi bir örtü sistemine elveriş¬sizdir (3).
Giriş kapısı oldukça geometrik ve ba¬sık kemerlidir. Etrafı pembe mermerlerle çevrilmiş ve içi boş kalan kısımda, bir ihti¬malle kitabe bulunmaktaymış (4).
Camiin her duvarında altlı üstlü İkişer pencere vardır. Minarenin girişi içeriden ve sağ duvar köşesindendir. Minber ve al¬çıdan yapılmış mihrab yenidir.
Bani camiin solundaki hazirede gömü¬lüdür. Yedi satırlık kabir taşı yazısına göre H, 961 (M. 1553 – 1554) yılında vefat etmiş¬tir.

Özellikler
Yorum
Henüz yorum bulunmamaktadır, ilk yorumu yapmak ister misiniz?
İnceleme bırak
Hizmet: Fiyat: Kalite: Diğerleri:

Bir cevap yazın

Benzer İlanlar