Açılış Saatleri
  • Pazartesi :Kapalı
  • Salı :Kapalı
  • Çarşamba :Kapalı
  • Perşembe :Kapalı
  • Cuma :Kapalı
  • Cumartesi :Kapalı
  • Sunday :Kapalı

Hacı Beşir Ağa Cami, Fatih’in Alemdar Mahallesi’nde, Alay Köşkü Caddesi ile Hükümet Konağı Sokak’ın kesiştikleri yerde, İstanbul Hükümet Konağı ile Babıâli’nin yakınında yer alan aynı isimli külliyenin içinde yer almaktadır.

Camiyi inşa ettiren Beşir Ağa (1654-1746), 18. yüzyılda yaşamış şöhret sahibi bir dârüssaâde ağası (kızlar ağası)dır. Küçük yaşta İstanbul’a siyahî bir köle olarak getirilen Beşir Ağa, Yapraksız Ali Ağa’nın çırağı olarak Harem-i Hümayun’a alınmış, daha sonra padişah olacak olan Sultan III. Ahmed’in şehzadeliği sırasında yıllarca hizmetinde bulunmuş ve sadakati ile padişahın itimadını kazanmıştır. Bir dönem hazinedar olarak görev yapan Beşir Ağa, 1717 yılında Anber Ağa’nın yerine saraydaki en üst düzey görevlerden biri olan dârüssaâde ağalığı makamına getirilerek ölümüne dek otuz sene bu görevde kalmıştır.Cami, 1744-1745 yıllarında I. Mahmut’un saltanat döneminde barok mimari ile yapılmıştır. Mimarı tam olarak bilinmemekle birlikte, dönemin mimar başı olan Ser Mimar Çelebi Mustafa Ağa’nın külliyenin yapımında etkili olduğu düşünülmektedir. Caminin cümle kapısında yer alan kitabeden II. Mahmut döneminde büyük bir tadilat gördüğü anlaşılmaktadır. Tadilat ile ilgili olarak kitabede şu ifadeler yer almaktadır: “Muvaffak oldu Han-ı Mahmud-ı Sani şimdi tecdidine”. 1940’tan itibaren farklı dönemlerde onarım gören caminin son restorasyonu 2009 yılında yapılmıştır.

Cami taş ve tuğla dizileri halinde inşa edilmiş olup, pencereli bir duvarın sınırladığı avlunun sonunda, son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yeri çift revaklı olup, avlu tarafındaki ilk revak aynalı tonozla örtülü üç bölümden oluşmaktadır. İkinci revağın ortasında yer alan bölüm kubbeyle, yanındaki diğer bölümler ise tekne tonozla örtülmüştür. Caminin minaresi, ana yapıdan ayrı olarak yapılmış, çok kısa taş bir minaredir. Gövdesi, şerefesi ve petek kısımları sekiz köşelidir.Caminin iç mekanı kare planlıdır. Kubbe tuğla ile örülü ve kurşunla kaplıdır. Ayrıca, kubbe çokgen biçiminde olan yüksek bir kasnağa sahip olup, tüm cephelerinde yer alan pencereler ana mekânı aydınlatmaktadır. Ahşap kadınlar mahfeli zarif bir görüntüye sahiptir. Ahşap minber ise çok gösterişsiz ve sadedir. Caminin iç mekânını süsleyen kalem işi nakışların da sanatsal olarak pek bir fevkaladeliği yoktur. Kubbede yer alan süslemelerde siyah ve grinin tonları kullanılmış, ışık ile gölge oyunları yapılmıştır. Stilize kurdele ve yapraklarla yapılan düzenlemeler, kubbenin göbeğinde 16 yapraklı bir madalyon oluşturmaktadır. Caminin güneydoğu duvarında yer alan mihrap ise dairesel bir niş şeklindedir. Mihrabın iki yanında yapraklar ile bezeli bir tepelik ile mihrap ayeti yer almaktadır.Caminin de içinde yer aldığı külliye, meyilli bir arazi üzerine kurulmuştur. Bu nedenle cami yüksekte kalmış olup, alt kattaki boşluklara dükkânlar yapılmıştır. Külliyenin Alay Köşkü’ne bakan köşesinde barok üslubun mükemmel 

örneklerinden biri olan sebil yer almaktadır. Külliye içinde sağda yer alan kütüphanenin kitapları günümüzde Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. Sol tarafta camiye bitişik bir sıbyan mektebi yer almaktadır. Caminin arka sokağında bulunan tekke ise günümüzde Batı Trakya Dayanışma Merkezi ve İstanbul Valiliği Çevre Koruma Vakfı tarafından kullanılmaktadır.

Hacı Beşir Ağa Camii

Hacı Beşir Ağa Cami, Fatih’in Alemdar Mahallesi’nde, Alay Köşkü Caddesi ile Hükümet Konağı Sokak’ın kesiştikleri yerde, İstanbul Hükümet Konağı ile Babıâli’nin yakınında yer alan aynı isimli külliyenin içinde yer almaktadır.

Camiyi inşa ettiren Beşir Ağa (1654-1746), 18. yüzyılda yaşamış şöhret sahibi bir dârüssaâde ağası (kızlar ağası)dır. Küçük yaşta İstanbul’a siyahî bir köle olarak getirilen Beşir Ağa, Yapraksız Ali Ağa’nın çırağı olarak Harem-i Hümayun’a alınmış, daha sonra padişah olacak olan Sultan III. Ahmed’in şehzadeliği sırasında yıllarca hizmetinde bulunmuş ve sadakati ile padişahın itimadını kazanmıştır. Bir dönem hazinedar olarak görev yapan Beşir Ağa, 1717 yılında Anber Ağa’nın yerine saraydaki en üst düzey görevlerden biri olan dârüssaâde ağalığı makamına getirilerek ölümüne dek otuz sene bu görevde kalmıştır.Cami, 1744-1745 yıllarında I. Mahmut’un saltanat döneminde barok mimari ile yapılmıştır. Mimarı tam olarak bilinmemekle birlikte, dönemin mimar başı olan Ser Mimar Çelebi Mustafa Ağa’nın külliyenin yapımında etkili olduğu düşünülmektedir. Caminin cümle kapısında yer alan kitabeden II. Mahmut döneminde büyük bir tadilat gördüğü anlaşılmaktadır. Tadilat ile ilgili olarak kitabede şu ifadeler yer almaktadır: “Muvaffak oldu Han-ı Mahmud-ı Sani şimdi tecdidine”. 1940’tan itibaren farklı dönemlerde onarım gören caminin son restorasyonu 2009 yılında yapılmıştır.

Cami taş ve tuğla dizileri halinde inşa edilmiş olup, pencereli bir duvarın sınırladığı avlunun sonunda, son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yeri çift revaklı olup, avlu tarafındaki ilk revak aynalı tonozla örtülü üç bölümden oluşmaktadır. İkinci revağın ortasında yer alan bölüm kubbeyle, yanındaki diğer bölümler ise tekne tonozla örtülmüştür. Caminin minaresi, ana yapıdan ayrı olarak yapılmış, çok kısa taş bir minaredir. Gövdesi, şerefesi ve petek kısımları sekiz köşelidir.Caminin iç mekanı kare planlıdır. Kubbe tuğla ile örülü ve kurşunla kaplıdır. Ayrıca, kubbe çokgen biçiminde olan yüksek bir kasnağa sahip olup, tüm cephelerinde yer alan pencereler ana mekânı aydınlatmaktadır. Ahşap kadınlar mahfeli zarif bir görüntüye sahiptir. Ahşap minber ise çok gösterişsiz ve sadedir. Caminin iç mekânını süsleyen kalem işi nakışların da sanatsal olarak pek bir fevkaladeliği yoktur. Kubbede yer alan süslemelerde siyah ve grinin tonları kullanılmış, ışık ile gölge oyunları yapılmıştır. Stilize kurdele ve yapraklarla yapılan düzenlemeler, kubbenin göbeğinde 16 yapraklı bir madalyon oluşturmaktadır. Caminin güneydoğu duvarında yer alan mihrap ise dairesel bir niş şeklindedir. Mihrabın iki yanında yapraklar ile bezeli bir tepelik ile mihrap ayeti yer almaktadır.Caminin de içinde yer aldığı külliye, meyilli bir arazi üzerine kurulmuştur. Bu nedenle cami yüksekte kalmış olup, alt kattaki boşluklara dükkânlar yapılmıştır. Külliyenin Alay Köşkü’ne bakan köşesinde barok üslubun mükemmel 

örneklerinden biri olan sebil yer almaktadır. Külliye içinde sağda yer alan kütüphanenin kitapları günümüzde Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. Sol tarafta camiye bitişik bir sıbyan mektebi yer almaktadır. Caminin arka sokağında bulunan tekke ise günümüzde Batı Trakya Dayanışma Merkezi ve İstanbul Valiliği Çevre Koruma Vakfı tarafından kullanılmaktadır.

Özellikler
Yorum
Henüz yorum bulunmamaktadır, ilk yorumu yapmak ister misiniz?
İnceleme bırak
Hizmet: Fiyat: Kalite: Diğerleri:

Bir cevap yazın