Açılış Saatleri
  • Pazartesi :Kapalı
  • Salı :Kapalı
  • Çarşamba :Kapalı
  • Perşembe :Kapalı
  • Cuma :Kapalı
  • Cumartesi :Kapalı
  • Sunday :Kapalı
Belgelere dayanan bilgilere göre Kastamonu’ya Kütahya ve Denizli ile birlikte Malazgirt Savaşından sonra çeşitli Türk boyları iskan etmiştir. Kastamonu’ya akın akın gelen boylar, en elverişli ve kestirme vadiler yoluyla Karadeniz’e kadar inmişlerdir. Kastamonu’yu sahile bağlayan en kestirme yol; daha sonraki yıllarda uzunca yıllar ticaret ve kervan yolu olarak kullanılan, Devrekani-Şenlikpazarı- Şeyhoğlu-Bayramgazi üzerinden Karadeniz’e uzanmaktadır. Bu yol; Devrekani topraklarından doğan ve Bozkurt topraklarından geçerek Abana’nın Harmoson mevkiinde denize dökülen, Ezine Çayı vadisini izlemekte, kış aylarında kar tutmadığı için ulaşım imkanı vermektedir.
Bölgeye ilk yerleşenler, bu vadi boyunca sahile doğru ilerlerken uygun buldukları yerlere yerleşerek köyler kurmuşlardır. Şenlikpazarı, Elmalı Tekke, Şeyhoğlu, Kızılcaelma, Sakızcılar, Kestanesökü, İbrahim, Bayramgazi, Keşlik, Dursun, Işığan, Ulu, Kirazsökü gibi (köy isimlerinin Türkçeleştirilmesinden önce de  Türkçe adlar taşıyan) köylerimizin çevresindeki Rumca adlar taşıyan ( Izmana, Aya, Zırma,  Gerdiç, Narba, Hene, Mimir, Kilmes gibi ) yerleşim merkezleri ile karşılaşıldığından, başından beri  Türkler tarafından iskan edildiği fikrini doğrulamaktadır.
Nitekim bir rivayete göre, Türk boyları sahile inmeden önce ilk ciddi direnişle Bayramgazi  Köyünde karşılaşmış, burada yapılan savaşta , boy ileri gelenlerinden Bayram Gazi ve Aynar Gazi şehit düşmüş, şehit düştükleri yerlere (Ezine çayının iki kıyısına karşı karşıya) gömülmüşlerdir.
Bayramgazi durağından sonra zamanla sahile doğru ilerleyen atalarımız, bugünkü Bozkurt’un
Merkez ve Bahçe mahalleleri denilen kısımlarına yerleşmiş, batı yakasında ise bu günkü Yılmaz mahallesinde  (o zamanki adı ile Kilmes yada Kilpas) Rumlar bir süre daha yaşamışlardır. Bir grup da bugün Abana sınırları içinde olan Harmoson mevkiine kadar uzanmıştır.
Kastamonu M.S. 922 tarihinden itibaren Bizans İmparatorluğunun bir eyaleti olmuştur. Bozkurt, uzun süre Bizanslılar ve Rumların idaresinde yaşamıştır.      1204-1212 tarihleri arasında Trabzon Rum İmparatorluğunun kurucu sülalesi Kommennos’ların hakimiyeti altında  kalmıştır.  Bu gün bile ilçedeki bir kısım köy isimlerinin Rumca olarak söylenmesi bu hakikati gözler önüne sermektedir.
İlçe merkezi içindeki çarşının büyük bir kısmının, eskiden Rum mezarlığı olduğu söylenmektedir . Ezine çayının taşması ve Bahçe deresinden gelen sellerle bu mezarların üzeri 4-5 metre kalınlığında mil tabakası ile örtülmüştür. Yeni yapılan binaların temellerinde bu mezar kalıntıları bazen çıkmaktadır.
Söylentilere göre, ilçede senede bir, bir ay süreli  panayır kurulur,  bu      panayıra  çevre  yerlerden Konya ve hatta Mısır’dan  bile tüccarlar gelirmiş.  Mısırlı  bir tüccar olan  pamukçu  Mustafa   Efendi, Mısırlı bir hayır sever kadının hayratı olarak bu günkü Merkez Camiinin bulunduğu yere ilk camii yaptırmıştır. Bu camiin şartlar gereği ve emsalleri gibi ahşap olarak inşa edildiği, bir yangın sonucu yerine merkez camiin altında mihrap, ayakkabılıklar, son cemaat yeri ve küçük mihraplarıyla   işlemeleri duran 465 yıllık olduğu tahmin edilen kalıntıları mevcut başka bir cami yapılmıştır. Bu camii  1908 yılında , Bahçe deresinin  taşkınları sonucu alçakta kalan cami duvarları yükseltilerek ve büyültülerek yapılmıştır.
1936 yılında çarşının genişletilmesi için  bu camii çevresindeki mezarlıkların nakli  sırasında, tepesi sarık biçiminde bir mezar taşı bulunmuş, sarık kısmının  içinin oyuk olduğu ,taşın üzerine geçirildiği fark edilerek, sarık şeklindeki kısım ayrıldığında içinden bir miktar pamuk çıktığı ve taşın üzerinde de Mustafa Efendi ibaresinin görülmesi (pamuğun işareti olarak konulduğu düşünülerek) Pamukçu Efendi efsanesinin gerçek olduğu kanaatini yaygınlaştırmıştır.
1460 yılında Fatih Sultan Mehmet Kastamonu’da Candaroğulları hakimiyetine son vermiş ve Kastamonu vilayetini Osmanlı Devletine bağlı bir Sancak yapmıştır. Bozkurt, bu tarihte küçük bir köy görünümündedir.
1924 yılında ilk belediye teşkilatı kurularak;  1932 yılında , nüfusu   iki binden   az olan    yerlerde belediye teşkilatlarının kaldırılması kararına kadar Pazaryeri Belediyesi olarak kalmıştır. İlk belediye başkanı  İkinci  Abdülhamit Han’ın hocalarından Veliyuddin Efendi’nin oğlu Hoca Mustafa Göksel’dir.
1936-1937 yıllarında yöremizde ilçe kurulması düşünüldüğünün öğrenilmesi üzerine, yakın köylerimizin (Kilmes, Sınarcık, Killi ve Köse) birleşerek nüfus miktarının çoğaltılması teşebbüsünün sonuçlanamamasından, dolayı  çarşı ve yerleşim yeri olarak Pazaryeri’den daha küçük olan Abana,  1945 yılında ilçe olmuştur. 1950 yılı sonunda ilçe merkezinin Pazaryeri’ne nakli teşebbüsleri hızlandırılmış ve 1952 yılında “Pazaryeri Belediyesi “ adı ile yeniden belediye teşkilatı kurulmuştur. 1953 yılı sonlarında ise ilçe merkezi Abana’dan alınarak Pazaryeri’ne nakledilmiştir. Pazaryeri’ni ilçe yapan yasada, ilçenin adının Bozkurt olması kararlaştırılmıştır.07.07.1967 tarihinde bucak haline getirilen ilçemiz, 25.12.1968 yılında 32 köyü ile Bozkurt, 12 köyü ile de Abana ilçeleri kurularak yöresel çekişmelere son verilmesi amaçlanmış ve büyük ölçüde de başarılı olunmuştur.
Kastamonu Bozkurt Kaymakamlığı
Belgelere dayanan bilgilere göre Kastamonu’ya Kütahya ve Denizli ile birlikte Malazgirt Savaşından sonra çeşitli Türk boyları iskan etmiştir. Kastamonu’ya akın akın gelen boylar, en elverişli ve kestirme vadiler yoluyla Karadeniz’e kadar inmişlerdir. Kastamonu’yu sahile bağlayan en kestirme yol; daha sonraki yıllarda uzunca yıllar ticaret ve kervan yolu olarak kullanılan, Devrekani-Şenlikpazarı- Şeyhoğlu-Bayramgazi üzerinden Karadeniz’e uzanmaktadır. Bu yol; Devrekani topraklarından doğan ve Bozkurt topraklarından geçerek Abana’nın Harmoson mevkiinde denize dökülen, Ezine Çayı vadisini izlemekte, kış aylarında kar tutmadığı için ulaşım imkanı vermektedir.
Bölgeye ilk yerleşenler, bu vadi boyunca sahile doğru ilerlerken uygun buldukları yerlere yerleşerek köyler kurmuşlardır. Şenlikpazarı, Elmalı Tekke, Şeyhoğlu, Kızılcaelma, Sakızcılar, Kestanesökü, İbrahim, Bayramgazi, Keşlik, Dursun, Işığan, Ulu, Kirazsökü gibi (köy isimlerinin Türkçeleştirilmesinden önce de  Türkçe adlar taşıyan) köylerimizin çevresindeki Rumca adlar taşıyan ( Izmana, Aya, Zırma,  Gerdiç, Narba, Hene, Mimir, Kilmes gibi ) yerleşim merkezleri ile karşılaşıldığından, başından beri  Türkler tarafından iskan edildiği fikrini doğrulamaktadır.
Nitekim bir rivayete göre, Türk boyları sahile inmeden önce ilk ciddi direnişle Bayramgazi  Köyünde karşılaşmış, burada yapılan savaşta , boy ileri gelenlerinden Bayram Gazi ve Aynar Gazi şehit düşmüş, şehit düştükleri yerlere (Ezine çayının iki kıyısına karşı karşıya) gömülmüşlerdir.
Bayramgazi durağından sonra zamanla sahile doğru ilerleyen atalarımız, bugünkü Bozkurt’un
Merkez ve Bahçe mahalleleri denilen kısımlarına yerleşmiş, batı yakasında ise bu günkü Yılmaz mahallesinde  (o zamanki adı ile Kilmes yada Kilpas) Rumlar bir süre daha yaşamışlardır. Bir grup da bugün Abana sınırları içinde olan Harmoson mevkiine kadar uzanmıştır.
Kastamonu M.S. 922 tarihinden itibaren Bizans İmparatorluğunun bir eyaleti olmuştur. Bozkurt, uzun süre Bizanslılar ve Rumların idaresinde yaşamıştır.      1204-1212 tarihleri arasında Trabzon Rum İmparatorluğunun kurucu sülalesi Kommennos’ların hakimiyeti altında  kalmıştır.  Bu gün bile ilçedeki bir kısım köy isimlerinin Rumca olarak söylenmesi bu hakikati gözler önüne sermektedir.
İlçe merkezi içindeki çarşının büyük bir kısmının, eskiden Rum mezarlığı olduğu söylenmektedir . Ezine çayının taşması ve Bahçe deresinden gelen sellerle bu mezarların üzeri 4-5 metre kalınlığında mil tabakası ile örtülmüştür. Yeni yapılan binaların temellerinde bu mezar kalıntıları bazen çıkmaktadır.
Söylentilere göre, ilçede senede bir, bir ay süreli  panayır kurulur,  bu      panayıra  çevre  yerlerden Konya ve hatta Mısır’dan  bile tüccarlar gelirmiş.  Mısırlı  bir tüccar olan  pamukçu  Mustafa   Efendi, Mısırlı bir hayır sever kadının hayratı olarak bu günkü Merkez Camiinin bulunduğu yere ilk camii yaptırmıştır. Bu camiin şartlar gereği ve emsalleri gibi ahşap olarak inşa edildiği, bir yangın sonucu yerine merkez camiin altında mihrap, ayakkabılıklar, son cemaat yeri ve küçük mihraplarıyla   işlemeleri duran 465 yıllık olduğu tahmin edilen kalıntıları mevcut başka bir cami yapılmıştır. Bu camii  1908 yılında , Bahçe deresinin  taşkınları sonucu alçakta kalan cami duvarları yükseltilerek ve büyültülerek yapılmıştır.
1936 yılında çarşının genişletilmesi için  bu camii çevresindeki mezarlıkların nakli  sırasında, tepesi sarık biçiminde bir mezar taşı bulunmuş, sarık kısmının  içinin oyuk olduğu ,taşın üzerine geçirildiği fark edilerek, sarık şeklindeki kısım ayrıldığında içinden bir miktar pamuk çıktığı ve taşın üzerinde de Mustafa Efendi ibaresinin görülmesi (pamuğun işareti olarak konulduğu düşünülerek) Pamukçu Efendi efsanesinin gerçek olduğu kanaatini yaygınlaştırmıştır.
1460 yılında Fatih Sultan Mehmet Kastamonu’da Candaroğulları hakimiyetine son vermiş ve Kastamonu vilayetini Osmanlı Devletine bağlı bir Sancak yapmıştır. Bozkurt, bu tarihte küçük bir köy görünümündedir.
1924 yılında ilk belediye teşkilatı kurularak;  1932 yılında , nüfusu   iki binden   az olan    yerlerde belediye teşkilatlarının kaldırılması kararına kadar Pazaryeri Belediyesi olarak kalmıştır. İlk belediye başkanı  İkinci  Abdülhamit Han’ın hocalarından Veliyuddin Efendi’nin oğlu Hoca Mustafa Göksel’dir.
1936-1937 yıllarında yöremizde ilçe kurulması düşünüldüğünün öğrenilmesi üzerine, yakın köylerimizin (Kilmes, Sınarcık, Killi ve Köse) birleşerek nüfus miktarının çoğaltılması teşebbüsünün sonuçlanamamasından, dolayı  çarşı ve yerleşim yeri olarak Pazaryeri’den daha küçük olan Abana,  1945 yılında ilçe olmuştur. 1950 yılı sonunda ilçe merkezinin Pazaryeri’ne nakli teşebbüsleri hızlandırılmış ve 1952 yılında “Pazaryeri Belediyesi “ adı ile yeniden belediye teşkilatı kurulmuştur. 1953 yılı sonlarında ise ilçe merkezi Abana’dan alınarak Pazaryeri’ne nakledilmiştir. Pazaryeri’ni ilçe yapan yasada, ilçenin adının Bozkurt olması kararlaştırılmıştır.07.07.1967 tarihinde bucak haline getirilen ilçemiz, 25.12.1968 yılında 32 köyü ile Bozkurt, 12 köyü ile de Abana ilçeleri kurularak yöresel çekişmelere son verilmesi amaçlanmış ve büyük ölçüde de başarılı olunmuştur.
Özellikler
Yorum
Henüz yorum bulunmamaktadır, ilk yorumu yapmak ister misiniz?
İnceleme bırak
Hizmet: Fiyat: Kalite: Diğerleri:

Bir cevap yazın