Açılış Saatleri
  • Pazartesi :Kapalı
  • Salı :Kapalı
  • Çarşamba :Kapalı
  • Perşembe :Kapalı
  • Cuma :Kapalı
  • Cumartesi :Kapalı
  • Sunday :Kapalı

PAMER (Postkolonyal Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi) – Hakkında

 

Doğu ve Batı arasındaki ilişkiler, Soğuk Savaş sonrası dönemin en önemli fay hatlarını oluşturmaktadır. Samuel Huntington da Medeniyetler Çatışması tezinde bu fay hatlarını inceler. Bu dönemin, 11 Eylül saldırılarının akabinde dünyanın içine sürüklendiği yeni küresel siyasetle beraber, daha açıkca ifade etmek gerekirse, ABD’nin öncülüğünde yürütülen teröre karşı küresel savaş dönemi ile kesişmiş olması da Doğu ve Batı arasındaki süregelen denklemin yeni bir boyut kazanmasına, ABD ve Batı Avrupa’dan oluşan bloka karşı konumlandırılmış Doğu ve Doğulu toplumlar denklemine indirgenmesini de beraberinde getirmiştir. Bir başka deyişle, Batı ve Doğu’nun bugün temsil ettiği pozisyon, uluslararası diskurda, coğrafi demarkasyonlardan ziyade Batı’nın temsil ettiği dominant, endüstriyelleşmiş, liberal, ekonomik olarak kapitalist, dini olarak aydınlanmacı ve ırk olarak beyazlardan oluşan kitlenin kültürünün karşısında konumlandırılan bir öteki yani Doğu ve Doğululardan oluşan toplum ve onların ürettiği iddia edilen kültür olarak algılanır. Bu demektir ki Batıda da Doğuda da, Doğu olarak algılanan bir kesim yani bir ötekileştirilen var olabilir.

Bilgi üretimi sürecine baktığımızda da şunu görmekteyiz: Doğu ile Batı arasındaki ilişkinin temsil ettiği dünyada, hakim olan bilginin bugüne kadar tek kaynaklı olarak Batı bilgi üreticileri tarafından üretilmiş olması veya öyle addedilmesi ve Batılı biliciler (community of knowers) tarafından çoğu zaman gözleme dayalı olarak temin edilmiş, biriktirilmiş ve daha sonra yayılarak, tekrar ve tekrar üretilmiş olması, bu denklemin iki tarafının, Michel Foucault’un tasvir ettiği temsil sistemleri (systems of representation) açısından giderek artan eşitsizliğe ve barizleşen hiyerarşik ilişkiye de delalet etmektedir. Bir tarafta bilgiyi üretmek isteyen bu sebeple de Doğu ve Doğuluyu, elinde incelenmesi gereken madde (subject matter) olarak algılayan Batılı, diğer tarafta da incelenmeye ve sonra da düzeltilmeye, hatalarından arındırılmaya, öğretilmeye, eğitilip demokratikleşmeye muhtaç bir Doğulu konumlandırılmıştır. Sonuç itibariyle de Batı lensinden tespit edilen, gözlemlenen, incelenen, analiz edilip yorumlanan, yargılanan, hakkında hüküm oluşturulan, Edward Said’in ifadesiyle genelde Doğu (Orient) ve Doğulu (Oriental) ve daha dar çerçevede de İslam kültürü ve onun ürettiği toplum, karşıt-ikilemi (binary opposition) oluşmuştur. Postkolonyal teoride, oryantalizm bu bilgi üretimi, dağıtımı ve yayımını, postkolonyalizm de buna cevap üreten eleştirel bakış açısını temsil eder. PAMER, hem oryantalist bilgi üretimini hem de buna cevap niteliğindeki postkolonyal bilgiyi incelemektedir.

Türkiye’nin bölgede ve küresel alanda bulunduğu konum ve jeopolitik önemi itibarıyla, uluslararası gündeme cevap üreten olma konumundan çıkarak, gündem koyucu ve koruyucu olmaya geçtiği şu dönemde PAMER kaynaklı çalışmalar akademik değerin yanında kültürel ve sosyal anlamda da önem de arz etmektedir.

AMAÇLARI:

Postkolonyal çalışmalar vasıtasıyla sosyal bilimler ve fen bilimlerine ait geniş bir alanda, uluslararası ilişkilerden, antropolojiye, sosyolojiden, din ve dil bilimlerine kadar birçok sosyal bilim dalında, tıp ve sağlık bilimlerinden, çeşitli doğa ve mühendislik dallarına kadar fen alanında bir dizi inceleme ve araştırma imkânı sağlamaktadır. Aralarında klasik uluslararası ilişkiler teorileri, Oryantalizm, Feminizm, Marksizm ve Modernizasyon teorileri gibi farklı düşünce sistemlerinin bulunduğu kuramlar topluluğunu postkolonyal pencereden değerlendirerek “tek ve sadece Batı” kaynaklı “kabul edilebilir” bilgi üretimine alternatif sunacak bilgi sistemlerinin oluşumuna katkı sağlamaktadır.

Postkolonyal teorinin ilgi alanına giren bazı örnek sorular şöyle sıralanabilir:

  1. Amerika’da tüketime sunulan, örneğin Coca Cola ile Türkiye’de satılan Coca Cola’nın muhtevası arasında asit oranı farkı var mıdır? Şeker oranları da farklılık gösterir mi? Var ise, Postkolonyal teori buna nasıl bir açıklama getirir?
  2. Kolonizasyon sonrası dönemde yapılandırılan ulus-devletlerin sınırların oluşturulmasında hangi etkenler rol oynamıştır?
  3. Batı çıkışlı bilgi üretimi ve yayımında Kuzey Afrika neden Afrika’dan ayrıştırılmış ve Ortadoğu’ya dâhil edilmiştir?
  4. ABD’de üretilen bazı ilaçlar, deneme safhasında gelişmekte olan ülkelerde test edilmekte midir?
  5. Neden Batı ülkelerinde erişimi sınırlı hale getirilen bazı ilaçlara, gelişmekte olan ülkelerde “over the counter” ve reçetesiz ulaşılabilir?
  6. Etnisite, ırk, cinsiyet gibi biyolojik faktörleri dışarıda tutarak hangi çevresel faktörler göz önünde bulundurularak gelişmiş ve gelişmekte olan/az gelişmiş ülkeler arasındaki kolesterol normal alt ve üst sınırlar arasındaki farklılığı açıklayabiliriz?
  7. Yönetmen Edward Zwick’in “Blood Diamond” filmine adını veren “kan” ve “elmas” kelimelerinin bir araya gelmesini postkolonyal bakış açısından nasıl okuyabiliriz?

FAALİYET ALANLARI:

Merkezin faaliyetleri akademik ve sosyal olmak üzere iki kanal üzerinden aktive edilir.

I) Akademik Aktiviteler: Farklı bilim dallarında postkolonyal teori ile ilgili bilgi üretimine imkân hazırlamak üzere teorik ve uygulamalı alanlarda araştırma yapmak, araştırma sonuçlarını yayın ve konferans/seminerler vasıtasıyla paylaşmak.
a)Periyodik seminerler/konferanslar: Akademi ve akademi dışı dünyadan postkolonyal teori üzerine çalışan kişiler tarafından verilecek bilgilendirme programlarına destek vermek.
b)Workshop/Münazaralar: Öğrenci ve öğretim üyelerini bir araya getiren uygulamalı çalışmalar düzenlemek.
c)Bilgi Bankası: Postkolonyal teori üzerine yapılmış çalışmaların sanal ortamda toplanmasına imkân sağlamak.
d)İletişim Ağı: Postkolonyalizm üzerine çalışan kişi/kurum/grupları içeren bir iletişim ağının oluşturulmasını sağlamak.
II) Sosyal Aktiviteler: Bu aktiviteleri akademik alandaki çalışmalardan ayrıştıran özelliklerden biri akademi dünyasının dışında toplumun geniş kesimine açık çalışmalar olmasıdır.
a) Sivil toplum kuruluşları, düşünce kuruluşları ve benzeri örgütlerin katkılarından yararlanarak toplumun farklı katmanlarına farkındalık oluşturmak üzere eğitim programları düzenlenir.
b) Postkolonyal kritik’i kullanarak dünya, bölgesel ve lokal siyaseti(ni) okumak ve ileriye dönük projeksiyonlarda bulunmak.
c) Türkiye’nin demokratizasyon sürecine destek sağlamak, sürdürülebilir gelişmişlik alanındaki çalışmalara katkı sağlamak.
d) “Yeni Türkiye” kavramının doğru şekilde geliştirilmesine katkıda bulunmak.
e) İnsanı anlamaya yönelik ve insan odaklı yönetim sisteminin oluşturulmasında tarihi revizyon alanında bilgi üretmek.
f) Devlet merkezli yönetimden vatandaş merkezli yönetime geçişe ve geleceğe dair postkolonyal perspektif çerçevesinde projeksiyonlar üretmek.

Üsküdar Üniversitesi PAMER

PAMER (Postkolonyal Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi) – Hakkında

 

Doğu ve Batı arasındaki ilişkiler, Soğuk Savaş sonrası dönemin en önemli fay hatlarını oluşturmaktadır. Samuel Huntington da Medeniyetler Çatışması tezinde bu fay hatlarını inceler. Bu dönemin, 11 Eylül saldırılarının akabinde dünyanın içine sürüklendiği yeni küresel siyasetle beraber, daha açıkca ifade etmek gerekirse, ABD’nin öncülüğünde yürütülen teröre karşı küresel savaş dönemi ile kesişmiş olması da Doğu ve Batı arasındaki süregelen denklemin yeni bir boyut kazanmasına, ABD ve Batı Avrupa’dan oluşan bloka karşı konumlandırılmış Doğu ve Doğulu toplumlar denklemine indirgenmesini de beraberinde getirmiştir. Bir başka deyişle, Batı ve Doğu’nun bugün temsil ettiği pozisyon, uluslararası diskurda, coğrafi demarkasyonlardan ziyade Batı’nın temsil ettiği dominant, endüstriyelleşmiş, liberal, ekonomik olarak kapitalist, dini olarak aydınlanmacı ve ırk olarak beyazlardan oluşan kitlenin kültürünün karşısında konumlandırılan bir öteki yani Doğu ve Doğululardan oluşan toplum ve onların ürettiği iddia edilen kültür olarak algılanır. Bu demektir ki Batıda da Doğuda da, Doğu olarak algılanan bir kesim yani bir ötekileştirilen var olabilir.

Bilgi üretimi sürecine baktığımızda da şunu görmekteyiz: Doğu ile Batı arasındaki ilişkinin temsil ettiği dünyada, hakim olan bilginin bugüne kadar tek kaynaklı olarak Batı bilgi üreticileri tarafından üretilmiş olması veya öyle addedilmesi ve Batılı biliciler (community of knowers) tarafından çoğu zaman gözleme dayalı olarak temin edilmiş, biriktirilmiş ve daha sonra yayılarak, tekrar ve tekrar üretilmiş olması, bu denklemin iki tarafının, Michel Foucault’un tasvir ettiği temsil sistemleri (systems of representation) açısından giderek artan eşitsizliğe ve barizleşen hiyerarşik ilişkiye de delalet etmektedir. Bir tarafta bilgiyi üretmek isteyen bu sebeple de Doğu ve Doğuluyu, elinde incelenmesi gereken madde (subject matter) olarak algılayan Batılı, diğer tarafta da incelenmeye ve sonra da düzeltilmeye, hatalarından arındırılmaya, öğretilmeye, eğitilip demokratikleşmeye muhtaç bir Doğulu konumlandırılmıştır. Sonuç itibariyle de Batı lensinden tespit edilen, gözlemlenen, incelenen, analiz edilip yorumlanan, yargılanan, hakkında hüküm oluşturulan, Edward Said’in ifadesiyle genelde Doğu (Orient) ve Doğulu (Oriental) ve daha dar çerçevede de İslam kültürü ve onun ürettiği toplum, karşıt-ikilemi (binary opposition) oluşmuştur. Postkolonyal teoride, oryantalizm bu bilgi üretimi, dağıtımı ve yayımını, postkolonyalizm de buna cevap üreten eleştirel bakış açısını temsil eder. PAMER, hem oryantalist bilgi üretimini hem de buna cevap niteliğindeki postkolonyal bilgiyi incelemektedir.

Türkiye’nin bölgede ve küresel alanda bulunduğu konum ve jeopolitik önemi itibarıyla, uluslararası gündeme cevap üreten olma konumundan çıkarak, gündem koyucu ve koruyucu olmaya geçtiği şu dönemde PAMER kaynaklı çalışmalar akademik değerin yanında kültürel ve sosyal anlamda da önem de arz etmektedir.

AMAÇLARI:

Postkolonyal çalışmalar vasıtasıyla sosyal bilimler ve fen bilimlerine ait geniş bir alanda, uluslararası ilişkilerden, antropolojiye, sosyolojiden, din ve dil bilimlerine kadar birçok sosyal bilim dalında, tıp ve sağlık bilimlerinden, çeşitli doğa ve mühendislik dallarına kadar fen alanında bir dizi inceleme ve araştırma imkânı sağlamaktadır. Aralarında klasik uluslararası ilişkiler teorileri, Oryantalizm, Feminizm, Marksizm ve Modernizasyon teorileri gibi farklı düşünce sistemlerinin bulunduğu kuramlar topluluğunu postkolonyal pencereden değerlendirerek “tek ve sadece Batı” kaynaklı “kabul edilebilir” bilgi üretimine alternatif sunacak bilgi sistemlerinin oluşumuna katkı sağlamaktadır.

Postkolonyal teorinin ilgi alanına giren bazı örnek sorular şöyle sıralanabilir:

  1. Amerika’da tüketime sunulan, örneğin Coca Cola ile Türkiye’de satılan Coca Cola’nın muhtevası arasında asit oranı farkı var mıdır? Şeker oranları da farklılık gösterir mi? Var ise, Postkolonyal teori buna nasıl bir açıklama getirir?
  2. Kolonizasyon sonrası dönemde yapılandırılan ulus-devletlerin sınırların oluşturulmasında hangi etkenler rol oynamıştır?
  3. Batı çıkışlı bilgi üretimi ve yayımında Kuzey Afrika neden Afrika’dan ayrıştırılmış ve Ortadoğu’ya dâhil edilmiştir?
  4. ABD’de üretilen bazı ilaçlar, deneme safhasında gelişmekte olan ülkelerde test edilmekte midir?
  5. Neden Batı ülkelerinde erişimi sınırlı hale getirilen bazı ilaçlara, gelişmekte olan ülkelerde “over the counter” ve reçetesiz ulaşılabilir?
  6. Etnisite, ırk, cinsiyet gibi biyolojik faktörleri dışarıda tutarak hangi çevresel faktörler göz önünde bulundurularak gelişmiş ve gelişmekte olan/az gelişmiş ülkeler arasındaki kolesterol normal alt ve üst sınırlar arasındaki farklılığı açıklayabiliriz?
  7. Yönetmen Edward Zwick’in “Blood Diamond” filmine adını veren “kan” ve “elmas” kelimelerinin bir araya gelmesini postkolonyal bakış açısından nasıl okuyabiliriz?

FAALİYET ALANLARI:

Merkezin faaliyetleri akademik ve sosyal olmak üzere iki kanal üzerinden aktive edilir.

I) Akademik Aktiviteler: Farklı bilim dallarında postkolonyal teori ile ilgili bilgi üretimine imkân hazırlamak üzere teorik ve uygulamalı alanlarda araştırma yapmak, araştırma sonuçlarını yayın ve konferans/seminerler vasıtasıyla paylaşmak.
a)Periyodik seminerler/konferanslar: Akademi ve akademi dışı dünyadan postkolonyal teori üzerine çalışan kişiler tarafından verilecek bilgilendirme programlarına destek vermek.
b)Workshop/Münazaralar: Öğrenci ve öğretim üyelerini bir araya getiren uygulamalı çalışmalar düzenlemek.
c)Bilgi Bankası: Postkolonyal teori üzerine yapılmış çalışmaların sanal ortamda toplanmasına imkân sağlamak.
d)İletişim Ağı: Postkolonyalizm üzerine çalışan kişi/kurum/grupları içeren bir iletişim ağının oluşturulmasını sağlamak.
II) Sosyal Aktiviteler: Bu aktiviteleri akademik alandaki çalışmalardan ayrıştıran özelliklerden biri akademi dünyasının dışında toplumun geniş kesimine açık çalışmalar olmasıdır.
a) Sivil toplum kuruluşları, düşünce kuruluşları ve benzeri örgütlerin katkılarından yararlanarak toplumun farklı katmanlarına farkındalık oluşturmak üzere eğitim programları düzenlenir.
b) Postkolonyal kritik’i kullanarak dünya, bölgesel ve lokal siyaseti(ni) okumak ve ileriye dönük projeksiyonlarda bulunmak.
c) Türkiye’nin demokratizasyon sürecine destek sağlamak, sürdürülebilir gelişmişlik alanındaki çalışmalara katkı sağlamak.
d) “Yeni Türkiye” kavramının doğru şekilde geliştirilmesine katkıda bulunmak.
e) İnsanı anlamaya yönelik ve insan odaklı yönetim sisteminin oluşturulmasında tarihi revizyon alanında bilgi üretmek.
f) Devlet merkezli yönetimden vatandaş merkezli yönetime geçişe ve geleceğe dair postkolonyal perspektif çerçevesinde projeksiyonlar üretmek.

Özellikler
Yorum
Henüz yorum bulunmamaktadır, ilk yorumu yapmak ister misiniz?
İnceleme bırak
Hizmet: Fiyat: Kalite: Diğerleri:

Bir cevap yazın

Benzer İlanlar