- Pazartesi :Kapalı
- Salı :Kapalı
- Çarşamba :Kapalı
- Perşembe :Kapalı
- Cuma :Kapalı
- Cumartesi :Kapalı
- Sunday :Kapalı
İstanbul Sarıyer de bulunan Rumeli Hisarı, 30 dönümlük bir alanı kapsamaktadır.
Rumelihisarının adı Fatih vakfiyelerinde Kulle-i Cedide; Neşri tarihinde Yenice Hisar; Kemalpaşazade, Aşıkpaşazade ve Nişancı tarihlerinde Boğazkesen Hisarı olarak geçmektedir. Deniz güvenliğini sağlamak için en dar noktadadır.
Rumelihisarı, karşı kıyıdaki daha erken tarihli bir Türk kalesinin karşısında, İstanbul’u kuşatma sırasında
Klasik Türk kale mimarisinin bu güzel örneği bütün heybeti ile Boğaziçini süsler. 1950’li yıllarda yapılan onarımları takiben müzeye çevrilmiştir. Her yıl yapılan İstanbul festivallerinde Hisar içi bir açık hava tiyatrosu olarak kullanılmaktadır. Hisar bütünü ile, en güzel şekilde Boğazın karşı Asya sahillerinden veya Boğazda sefer yapan vapurlardan seyredilebilir.
“…Kendi arazim üzerinde gönlüm istediği şeyi yapmama karşı gelmeniz için, elinizde ne hak ve ne de kudret vardır. İki kıyı benimdir. Anadolu kıyısı benimdir. Çünkü halkı, Osmanlılardan meydana gelmektedir. Rumeli kıyısı da benimdir. Çünkü siz savunmasını bilmiyorsunuz. Gidiniz efendinize söyleyiniz ki, şimdiki Osmanlı Padişahı, evvelkilere benzemez!”
Hisarın projesi, yapılacak surların, burçların, kapıların yerlerini, aralık ve mesafelerini, bizzat Sultan Mehmed Hanın tespit ettiği hususlar dikkate alınarak Mimar Muslihiddin Ağa tarafından çizilmişti. 15 Nisan 1452 günü temel atılarak büyük hızla kalenin inşasına başlandı. Bizzat Sultanın, vezirlerin, paşaların, amele gibi çalıştığı inşaat, çok güzel bir planlama ve sorumluluk dağıtımı ile devam ediyordu. İş bölümü ve çalışanların vazifeleri bizzat Sultan Mehmed Han tarafından tayin ediliyordu. Boğazkesen Hisarının kuzeyindeki burcu yetmiş yaşlarındaki Sarıca Paşa, en güneydeki burcu Zağanos Paşa, kıyıdaki burcu da Halil Paşa yaptırıyor, Sultan da geri kalan ve deniz tarafındaki işlerle uğraşıyordu.
İntizam, iş bölümü, çalışma gayretinin bütünüyle ortaya döküldüğü kale yapımında beş ila altı bin işçi ve usta çalışmıştı. Adalet işlerini ön plana aldıran Sultan Mehmed Han, işçi gruplarını bulundukları muhitin kadıları ile birlikte getirtmişti. Ağır suç işleyenlere ölüm cezası verileceği herkese duyurulmuş, işini en iyi ve çabuk bitirene büyük mükafatlar verileceği bildirilmişti. İnşaat gayretli çalışmaların sonunda Ağustos ayı içinde bitirildi. Çeşitli kaynaklara göre üç veya dört ay içinde bitirilen kale 250×125= 31.250 m2lik alanı kaplıyordu. En dar yeri batı-doğu yönü üzerinde 125 metredir. Kalede, kuzeyde, güneyde tepeler üzerinde ve biri de doğuda deniz kenarında olmak üzere, üç büyük burç ile çeşitli büyüklükte on üç burç vardır. Kalenin hendeği yoktur ve burçlar, herbiri başlıbaşına savunmayı başaracak şekilde yapılmıştır. Surların kalınlığı taarruza elverişli olan batı tarafından hemen hemen her yerde beş metre, güneyde ise üç metredir. Bazı yerler dört metredir. Surlar boyunca dışarıya karşı iki metre yükseklikte, seksen santimetre genişlikte mazgalla korunan bir devriye yolu vardır.
Sarıca Paşa Burcu, 28 m yükseklikte, dış çapı 23.80 ve duvar kalınlığı 7 metredir. Kıyıdaki Halil Paşa Burcu 22 m yükseklikte olup, dış çapı 23.30, duvar kalınlığı 6, 5 metredir. Zağanos Paşa Burcu ise 21 m yüksekliğinde, dış çapı 26.70 metredir. Sarıca ve Zağanos burçları yuvarlak. Halil Paşa Burcu ise, 12 köşeli olarak yapılmış, üstleri kurşun ile örtülmüştü.
İstanbul Sarıyer de bulunan Rumeli Hisarı, 30 dönümlük bir alanı kapsamaktadır.
Rumelihisarının adı Fatih vakfiyelerinde Kulle-i Cedide; Neşri tarihinde Yenice Hisar; Kemalpaşazade, Aşıkpaşazade ve Nişancı tarihlerinde Boğazkesen Hisarı olarak geçmektedir. Deniz güvenliğini sağlamak için en dar noktadadır.
Rumelihisarı, karşı kıyıdaki daha erken tarihli bir Türk kalesinin karşısında, İstanbul’u kuşatma sırasında
Klasik Türk kale mimarisinin bu güzel örneği bütün heybeti ile Boğaziçini süsler. 1950’li yıllarda yapılan onarımları takiben müzeye çevrilmiştir. Her yıl yapılan İstanbul festivallerinde Hisar içi bir açık hava tiyatrosu olarak kullanılmaktadır. Hisar bütünü ile, en güzel şekilde Boğazın karşı Asya sahillerinden veya Boğazda sefer yapan vapurlardan seyredilebilir.
“…Kendi arazim üzerinde gönlüm istediği şeyi yapmama karşı gelmeniz için, elinizde ne hak ve ne de kudret vardır. İki kıyı benimdir. Anadolu kıyısı benimdir. Çünkü halkı, Osmanlılardan meydana gelmektedir. Rumeli kıyısı da benimdir. Çünkü siz savunmasını bilmiyorsunuz. Gidiniz efendinize söyleyiniz ki, şimdiki Osmanlı Padişahı, evvelkilere benzemez!”
Hisarın projesi, yapılacak surların, burçların, kapıların yerlerini, aralık ve mesafelerini, bizzat Sultan Mehmed Hanın tespit ettiği hususlar dikkate alınarak Mimar Muslihiddin Ağa tarafından çizilmişti. 15 Nisan 1452 günü temel atılarak büyük hızla kalenin inşasına başlandı. Bizzat Sultanın, vezirlerin, paşaların, amele gibi çalıştığı inşaat, çok güzel bir planlama ve sorumluluk dağıtımı ile devam ediyordu. İş bölümü ve çalışanların vazifeleri bizzat Sultan Mehmed Han tarafından tayin ediliyordu. Boğazkesen Hisarının kuzeyindeki burcu yetmiş yaşlarındaki Sarıca Paşa, en güneydeki burcu Zağanos Paşa, kıyıdaki burcu da Halil Paşa yaptırıyor, Sultan da geri kalan ve deniz tarafındaki işlerle uğraşıyordu.
İntizam, iş bölümü, çalışma gayretinin bütünüyle ortaya döküldüğü kale yapımında beş ila altı bin işçi ve usta çalışmıştı. Adalet işlerini ön plana aldıran Sultan Mehmed Han, işçi gruplarını bulundukları muhitin kadıları ile birlikte getirtmişti. Ağır suç işleyenlere ölüm cezası verileceği herkese duyurulmuş, işini en iyi ve çabuk bitirene büyük mükafatlar verileceği bildirilmişti. İnşaat gayretli çalışmaların sonunda Ağustos ayı içinde bitirildi. Çeşitli kaynaklara göre üç veya dört ay içinde bitirilen kale 250×125= 31.250 m2lik alanı kaplıyordu. En dar yeri batı-doğu yönü üzerinde 125 metredir. Kalede, kuzeyde, güneyde tepeler üzerinde ve biri de doğuda deniz kenarında olmak üzere, üç büyük burç ile çeşitli büyüklükte on üç burç vardır. Kalenin hendeği yoktur ve burçlar, herbiri başlıbaşına savunmayı başaracak şekilde yapılmıştır. Surların kalınlığı taarruza elverişli olan batı tarafından hemen hemen her yerde beş metre, güneyde ise üç metredir. Bazı yerler dört metredir. Surlar boyunca dışarıya karşı iki metre yükseklikte, seksen santimetre genişlikte mazgalla korunan bir devriye yolu vardır.
Sarıca Paşa Burcu, 28 m yükseklikte, dış çapı 23.80 ve duvar kalınlığı 7 metredir. Kıyıdaki Halil Paşa Burcu 22 m yükseklikte olup, dış çapı 23.30, duvar kalınlığı 6, 5 metredir. Zağanos Paşa Burcu ise 21 m yüksekliğinde, dış çapı 26.70 metredir. Sarıca ve Zağanos burçları yuvarlak. Halil Paşa Burcu ise, 12 köşeli olarak yapılmış, üstleri kurşun ile örtülmüştü.