Konum : Fatih
Açılış Saatleri
  • Pazartesi :Kapalı
  • Salı :Kapalı
  • Çarşamba :Kapalı
  • Perşembe :Kapalı
  • Cuma :Kapalı
  • Cumartesi :Kapalı
  • Sunday :Kapalı

IV. Mehmet’in eşi Rabia Gülnuş Valide Sultan, İstanbul’da bir gezintiye çıkar. 
Bir ara Unkapanı Köprüsü’nün karşı ucundaki Azapkapı’ya da uğrar. Orada sevimli ve bir o kadarda tatlı bir kızcağızın oturmuş, gözyaşı döktüğünü görür. 
Yaklaşır, bakar ki, çocuğun önünde kırılmış bir testi var. Şefkatle seslenir:
-“Yavrucuğum niçin ağlıyorsun, boşuna gözyaşı dökme. Kırılan testi olsun. Sil gözünün yaşını. İşte sana testinin parası. Hemen yenisini al” 

Kızcağız yaşlı gözlerini silerek baktığı Rabia Sultan’a titrek sesle cevap
vermeye çalışır:
-“Ben der, testi kırıldığı için ağlamıyorum. Sabahtan beri iplik gibi akan su başında bekleyip de doldurduğum testinin suyunu, hizmetçilik ettiğim eve götüremeyecek kadar beceriksizlik gösterdiğim için ağlıyorum”

Rabia Gülnuş Valide Sultan, bu akıllıca cevaptan çok memnun olur. Orada kızcağızın kim olduğunu soruşturur. Ana-babadan yetim, “Saliha” isminde bir öksüz olduğunu, hayırsever bir ailenin yanında karın tokluğuna hizmetçilik ettiğini öğrenir. 
Hemen gidip kızcağızı aileden ister, saray terbiyesine alır. Fevkalade akıllı olan öksüz Saliha, kısa zamanda inkişaf eder, her konuda sarayda örnek bir hanım haline gelir. 
Rabia Gülnuş Valide Sultan onu, Padişah 2. Mustafa Han ile evlendirir. Böylece öksüz ve yetim Saliha, “Sâliha Dilâşub Sultan” olur. 
Ne var ki, Saliha Sultan, geçmişini asla unutmaz. Öksüzlüğünü, hizmetçiliğini, hatta kırdığı testinin başında ağlarken elinden tutulup da böylesine eşsiz bir mevkiye çıkışını, hep düşünür.

Bir gün, çocuk iken testisini kırdığı, başında gözyaşı dökerken elinden tutulup da saraya getirildiği yere gider. 
Sessizce yine gözyaşı dökmeye başlar. Meraklananlar sebebini sorarlar. 
O da geçmişteki hadiseyi onlara anlattıktan sonra emrini verir:
“Testimin kırıldığı bu yere öyle bir çeşme yapılsın ki, asırlar geçsin; ama çeşmenin suyu bitmesin, sanatı gözden düşmesin. Testisini kıran kızlar bir daha dolduramam diye gözyaşı dökmesin. Suyu bol aksın”
 

Kimi kaynaklarda Saliha Sultan tarafından kimi kaynaklarda ise oğlu 1. Mahmut tarafından yaptırıldığı belirtilen, yapım yılı 1732 olan Saliha Sultan Çeşmesi, Unkapanı köprüsü bitiminde Perşembe pazarı girişindeki yolun hemen yanında kısa süre önce Kuveyt Türk tarafından restore ettirilmiş olan çeşmedir.

 

■Rokoko tarzındaki 3 pencereli bir sebil ve iki çeşmeden oluşur
■ 1910 da sebil ve çeşme onarım için sökülmeye başlanmış,ancak savaş yıllarında onarıma ara vermek zorunda kalınmıştır.
■İkinci onarım 1952-53 arasında gerçekleşmiştir.ilk onarım mimar Kemal Altan tarafından başlanmış,ikinci onarımı Ali Saim Ülgen gerçekleştirmiştir. Restorasyonu Kuveyt Türk ve Vakıflar Genel Müdürlüğü İşbirliği ile tamamlanan Saliha Sultan Sebil ve Çeşmesi tekrar hizmete açıldı.
■1954 te Karaköy e doğru açılan yol nedeniyle çeşme,meydan çeşmesi olma niteliğini kaybetmiştir ve çukurda kalmıştır.Sıbyan mektebi de yol yapımı sırasında yıkılmıştır.
■Osmanlı dönemindeki İstanbul’un kimliğine tanıklık eden önemli kentsel yapılar arasında yer alan çeşme ve sebil, uzun yıllardır bakımsızlığa terk edilmiş, bu süreç içinde de süslemeleri çalınmıştı.
■Lale devri geleneğini sürdüren Saliha sultan çeşme ve sebili mermer kaplı ve 4 cephelidir.
■Öteki meydan çeşmelerinden farklıdır. Tasarımda, kütlesel haraketlilik ve yoğun bezeme programıyla tek cepheye ağırlık verilmiş ve bu cephe egemen öge olarak sebil ile 2 yanda birer çeşme ile çözümlenmiştir.
■Öteki 3 cepheyi bir su yolu dolanır.bu cepheler musluk tablaları ve su yolunun karsı tarafına birer kare taş blok gelecek biçimde düzenlenmiştir.
■Kuzeybatı cephesinde lale devrine özgü düşey ve yatay çizgilerin dengesi kurulmuştur.
■Gövdeyle saçağın bitiştiği düzeyde bezeme programı kademeli biçimlenen silme takımıyla baslar.bunu rumilerin birleşmesiyle oluşan laleli bordür,mukarnas dizisi ve sivri kemerler izler.
■Sivri kemerli bordür her 3 cephede haznenin yarısında dikdörtgen çerçeve oluşturur. dikdörtgen çerçevenin ardından 3 cepheyi dolanan daire uçlarında üçgenlerle oluşan lale örgüsüyle bezeli dışbükey kabartmalı bordür gelir.
■Sebilin tunç şebekeleri taş bezemeye uygun biçimde dökülmüştür.
■Pencerelerde su dağıtımı için 5er açıklık vardır.
■Sebil_çesme üstünde saçak zikzak ve ısınsal bezenmiştir. Saçağın geri kalan bölümü baklava ve çiçeklerle çerçevelenen dairelerle düzenlenmiştir.
■Yabancı kaynaklarda galata çeşmesi olarak anılan Saliha sultan sebili ve çeşmesinin barlett ve flandin tarafından yapılmış gravürleri vardır.bu gravürlerde çeşmenin 2 katlı ahşap konutlarla çevrildiği görülmektedir.
■Suyunu Topuzlu bendine bağlı taksim şebekesinden almaktadır.

Saliha Sultan Çeşmesi
Konum : Fatih
Saliha Sultan Çeşmesi

IV. Mehmet’in eşi Rabia Gülnuş Valide Sultan, İstanbul’da bir gezintiye çıkar. 
Bir ara Unkapanı Köprüsü’nün karşı ucundaki Azapkapı’ya da uğrar. Orada sevimli ve bir o kadarda tatlı bir kızcağızın oturmuş, gözyaşı döktüğünü görür. 
Yaklaşır, bakar ki, çocuğun önünde kırılmış bir testi var. Şefkatle seslenir:
-“Yavrucuğum niçin ağlıyorsun, boşuna gözyaşı dökme. Kırılan testi olsun. Sil gözünün yaşını. İşte sana testinin parası. Hemen yenisini al” 

Kızcağız yaşlı gözlerini silerek baktığı Rabia Sultan’a titrek sesle cevap
vermeye çalışır:
-“Ben der, testi kırıldığı için ağlamıyorum. Sabahtan beri iplik gibi akan su başında bekleyip de doldurduğum testinin suyunu, hizmetçilik ettiğim eve götüremeyecek kadar beceriksizlik gösterdiğim için ağlıyorum”

Rabia Gülnuş Valide Sultan, bu akıllıca cevaptan çok memnun olur. Orada kızcağızın kim olduğunu soruşturur. Ana-babadan yetim, “Saliha” isminde bir öksüz olduğunu, hayırsever bir ailenin yanında karın tokluğuna hizmetçilik ettiğini öğrenir. 
Hemen gidip kızcağızı aileden ister, saray terbiyesine alır. Fevkalade akıllı olan öksüz Saliha, kısa zamanda inkişaf eder, her konuda sarayda örnek bir hanım haline gelir. 
Rabia Gülnuş Valide Sultan onu, Padişah 2. Mustafa Han ile evlendirir. Böylece öksüz ve yetim Saliha, “Sâliha Dilâşub Sultan” olur. 
Ne var ki, Saliha Sultan, geçmişini asla unutmaz. Öksüzlüğünü, hizmetçiliğini, hatta kırdığı testinin başında ağlarken elinden tutulup da böylesine eşsiz bir mevkiye çıkışını, hep düşünür.

Bir gün, çocuk iken testisini kırdığı, başında gözyaşı dökerken elinden tutulup da saraya getirildiği yere gider. 
Sessizce yine gözyaşı dökmeye başlar. Meraklananlar sebebini sorarlar. 
O da geçmişteki hadiseyi onlara anlattıktan sonra emrini verir:
“Testimin kırıldığı bu yere öyle bir çeşme yapılsın ki, asırlar geçsin; ama çeşmenin suyu bitmesin, sanatı gözden düşmesin. Testisini kıran kızlar bir daha dolduramam diye gözyaşı dökmesin. Suyu bol aksın”
 

Kimi kaynaklarda Saliha Sultan tarafından kimi kaynaklarda ise oğlu 1. Mahmut tarafından yaptırıldığı belirtilen, yapım yılı 1732 olan Saliha Sultan Çeşmesi, Unkapanı köprüsü bitiminde Perşembe pazarı girişindeki yolun hemen yanında kısa süre önce Kuveyt Türk tarafından restore ettirilmiş olan çeşmedir.

 

■Rokoko tarzındaki 3 pencereli bir sebil ve iki çeşmeden oluşur
■ 1910 da sebil ve çeşme onarım için sökülmeye başlanmış,ancak savaş yıllarında onarıma ara vermek zorunda kalınmıştır.
■İkinci onarım 1952-53 arasında gerçekleşmiştir.ilk onarım mimar Kemal Altan tarafından başlanmış,ikinci onarımı Ali Saim Ülgen gerçekleştirmiştir. Restorasyonu Kuveyt Türk ve Vakıflar Genel Müdürlüğü İşbirliği ile tamamlanan Saliha Sultan Sebil ve Çeşmesi tekrar hizmete açıldı.
■1954 te Karaköy e doğru açılan yol nedeniyle çeşme,meydan çeşmesi olma niteliğini kaybetmiştir ve çukurda kalmıştır.Sıbyan mektebi de yol yapımı sırasında yıkılmıştır.
■Osmanlı dönemindeki İstanbul’un kimliğine tanıklık eden önemli kentsel yapılar arasında yer alan çeşme ve sebil, uzun yıllardır bakımsızlığa terk edilmiş, bu süreç içinde de süslemeleri çalınmıştı.
■Lale devri geleneğini sürdüren Saliha sultan çeşme ve sebili mermer kaplı ve 4 cephelidir.
■Öteki meydan çeşmelerinden farklıdır. Tasarımda, kütlesel haraketlilik ve yoğun bezeme programıyla tek cepheye ağırlık verilmiş ve bu cephe egemen öge olarak sebil ile 2 yanda birer çeşme ile çözümlenmiştir.
■Öteki 3 cepheyi bir su yolu dolanır.bu cepheler musluk tablaları ve su yolunun karsı tarafına birer kare taş blok gelecek biçimde düzenlenmiştir.
■Kuzeybatı cephesinde lale devrine özgü düşey ve yatay çizgilerin dengesi kurulmuştur.
■Gövdeyle saçağın bitiştiği düzeyde bezeme programı kademeli biçimlenen silme takımıyla baslar.bunu rumilerin birleşmesiyle oluşan laleli bordür,mukarnas dizisi ve sivri kemerler izler.
■Sivri kemerli bordür her 3 cephede haznenin yarısında dikdörtgen çerçeve oluşturur. dikdörtgen çerçevenin ardından 3 cepheyi dolanan daire uçlarında üçgenlerle oluşan lale örgüsüyle bezeli dışbükey kabartmalı bordür gelir.
■Sebilin tunç şebekeleri taş bezemeye uygun biçimde dökülmüştür.
■Pencerelerde su dağıtımı için 5er açıklık vardır.
■Sebil_çesme üstünde saçak zikzak ve ısınsal bezenmiştir. Saçağın geri kalan bölümü baklava ve çiçeklerle çerçevelenen dairelerle düzenlenmiştir.
■Yabancı kaynaklarda galata çeşmesi olarak anılan Saliha sultan sebili ve çeşmesinin barlett ve flandin tarafından yapılmış gravürleri vardır.bu gravürlerde çeşmenin 2 katlı ahşap konutlarla çevrildiği görülmektedir.
■Suyunu Topuzlu bendine bağlı taksim şebekesinden almaktadır.

Özellikler
Yorum
Henüz yorum bulunmamaktadır, ilk yorumu yapmak ister misiniz?
İnceleme bırak
Hizmet: Fiyat: Kalite: Diğerleri:

Bir cevap yazın

Benzer İlanlar